Ekonomi

Prof. Dr. Aziz Çelik’ten ‘zamsız’ asgari ücret tepkisi: Toplumsal bir facia

Milyonlarca memur ve emekli, 3 Temmuz’da açıklanacak haziran ayı enflasyon oranını bekliyor. Buna göre; 6 aylık enflasyon farkı belli olacak ve memur maaşları ile emekli aylıklarının zamları netleşecek.

TÜİK, mayıs ayı enflasyonunu aylık yüzde 3,37, yıllık yüzde 75,45 olarak açıkladı. Yıllık enflasyon mayıs ayında zirveyi gördü. 5 aylık enflasyon ise yüzde 22,72 oldu.

İşçi emeklileri 5 aylık enflasyona göre yüzde 22,72 zam alacak. Memur ve memur emeklisinin zammı ise en az yüzde 17,38 olacak. Emekliler, 2024 yılının ilk 6 aylık dönemi için yüzde 49,25 oranında maaşlarına zam almıştı.

Öte yandan hükümet, asgari ücrete ise zam yapmayı düşünmüyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, dün AKP Grup Toplantısı öncesinde; “Asgari ücrete herhangi bir artış olmayacak. Aralık ayında yine birlikte olacağız. Yeni asgari ücreti belirleyeceğiz. Herhangi bir değişiklik yok” diye konuştu.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın Karatepe, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile görüşmesinin ardından “4 saatin sonunda acı reçeteyi yine vatandaşa çıkaran anlayışlarında bir değişim iradesi olmadığını maalesef gördük” demişti.

Kocaeli Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aziz Çelik, memur maaşları, emekli aylıklarını bekleyen tehlikeyi ve asgari ücrete temmuz ayında zam yapılmayacak olmasını ANKA Haber Ajansı’na değerlendirdi.

Çelik, şunları söyledi:

‘TAHMİNİM, 6 AYLIK ENFLASYONUN YÜZDE 26 CİVARINDA OLMASI’

“Temmuz ayında emekli aylıkları ve memur maaşlarında esas alınacak enflasyon 6 aylık enflasyon olacak. 3 Temmuz’da haziran ayı enflasyonu açıklandığında 6 aylık enflasyon netleşmiş olacak. Tahminim, bu 6 aylık enflasyonun yüzde 26 civarında olması. Biraz aşağı, biraz yukarı olabilir. Yüzde 26-27 bandında bir enflasyon olacağını tahmin etmek güç değil. Bu enflasyon oranı gerçek durumu yansıtmıyor. TÜİK’in ölçmüş olduğu enflasyon manipüle edilmiş ve şaibeli bir enflasyon. Şeffaf değil, o yüzden inandırıcı da değil. Bu inandırıcı olmayan enflasyon oranları, on milyonlarca çalışanın, emeklinin temmuz ayında alacağı zamlara esas olacak. TÜİK, aslında Türkiye’de gelirlerin, ücretlerin, maaşların, emekli aylıklarının en büyük belirleyeni durumunda.

Bu tartışmalı enflasyon bile temmuz ayında memurlara ve emeklilere tam olarak yansımayacak. Bu, bütün emekliler ve memurlar için çantada keklik değil. İşçi ve BAĞ-KUR emeklilerine yasa gereği 6 aylık enflasyon oranında zam yapılacak. Bu tartışmasız bir gerçek ancak 6 aylık enflasyon oranında zam yapılması bütün emeklilerin 6 aylık enflasyon oranında zam alması anlamına maalesef gelmiyor.

‘ZAM, KÖK AYLIĞA YAPILIYOR’

Emeklilerin 2 tür aylığı var. Birincisi aldıkları aylık, yani bankamatikten çektiklerinde ellerine geçen aylık. İkincisi ise kayıtlı, kök aylıkları. Kök aylıklarıyla tamamlanan aylıkları ya da ellerine geçen arasındaki farkı Hazine ödüyor. O yüzden kök aylıkları daha düşük. Örneğin 8 bin liranın bir emeklinin kök aylığı olduğunu düşünelim. Buna Hazine 2 bin lira katkıda bulunarak emeklinin eline 10 bin lira geçiyor. Buna ‘en düşük aylık’ adını veriyoruz. Ancak enflasyon artışı ya da aylıklardaki artış, tamamlanan ya da ele geçen aylığa yapılmıyor. Zam, kök aylığa yapılıyor. Böyle olduğu zaman kök aylığı 8 bin lira olan emekli ama 10 bin lira alan emekliye yüzde 25 zam yaparsanız 2 bin lira alır. Yani 10 bin lira almaya devam eder. Eğer hükümet özel bir düzenleme yapıp 10 bin lira olan en düşük emekli aylığını en az enflasyon kadar artırmazsa emeklilerin bir bölümü sıfır zam alacak. Bir bölümü enflasyonun altında zam alacak.

‘4 MİLYON EMEKLİ SIFIR ZAM ALMA RİSKİYLE KARŞI KARŞIYA’

Öte yandan ortalama emekli aylıklarının 12 bin lira civarında olduğu düşünülecek olursa yapılacak olan yüzde 25’lik zammın emekli aylıklarını getireceği yer yine ortalama olarak asgari ücretin altı olacak. Emekliler açısından resmi enflasyon kadar zam almak bile bir anlam ifade etmiyor. Bazı emekliler ki bunların sayısı yaklaşık 4 milyon, enflasyondan daha düşük zam alma hatta sıfır zam alma riskiyle karşı karşıya. Eğer hükümet bir yasa çıkarıp bunu değiştirirse işçi-BAĞ-KUR emeklileri resmi enflasyonu alabilir.

Memur ve memur emeklileri toplu sözleşmeye göre zam alacaklar, yasaya göre değil. Memur ve memur emeklilerini bekleyen tehlike ise enflasyonun yaklaşık 5,5 puan altında bir zamla karşı karşıya kalacaklar. Daha önce yüzde 15 toplu sözleşme zammı almışlardı. Şimdi yüzde 10 zam alacaklar. Daha önce almış oldukları yüzde 15’lik zam 6 aylık enflasyondan düşülecek, geriye enflasyon farkı kalacak. Sonra o enflasyon farkı üzerine yüzde 10 zam alacaklar. Bu da yüzde 26’lık bir enflasyon söz konusu olursa yüzde 20 civarında bir zam alırlar. Memur ve memur emeklilerinin 5,5 puan civarında temmuz ayında kaybı olacak. Memur ve memur emeklileri de resmi enflasyon artışı kadar artışı temmuz ayında alamayacak.

Memur emeklilerini bekleyen bir başka acı gerçek ise memur maaşları ile memur emekli aylıkları arasındaki makas açılacak. Çalışırken alınan aylık emekli olunduğunda çok daha düşecek. Geçen yıl bir memur çalışırken 100 alıyorken emekli olduğunda aylık 70-71 alıyordu. Mesela bu aylarda emekli olan bir memur çalışırken aldığı ortalama aylığın yüzde 70’ini emekli aylığı olarak alabiliyordu. Ancak şimdi emekli olursa ya da temmuzdan sonra emekli olduğunda çalışırken aldığı aylığın yüzde 40-41’ini alabilecek. Bunun sebebi, memurlara ilave ödeme adı altında verilen bir miktar var. Bu miktar, emekli aylıklarında ve emekli ikramiyesinde dikkate alınmıyor. Çalışırken bu parayı alıyorlar fakat emekli olduklarında bu aylıklarına yansımıyor. Dolayısıyla temmuz ayında resmi enflasyon kadar artış bile emekliler açısından söz konusu olmayacak.

Bunların giderilmesi mümkün mü? Elbette, bu tehlikelerin giderilmesi mümkün. Hükümet bir yasa değişikliği yaparak emekli aylığının alt sınırını yükseltebilir. Memur ve memur emeklilerinin kaybını giderecek bir yasa değişikliği yapabilir. Yasal değişikliklerle mümkün. Ancak hükümetin izlemiş olduğu ekonomi politikası kemer sıkmayı esas alıyor. Yani ücret ve maaş gelirlerini, emekli aylıklarını düşürmeyi hedefliyor. Bunları düzeltecek adımların atılmasını maalesef güç görüyorum. Temmuz ayında resmi ve tartışmalı enflasyon kadar bile memurların ve emeklilerin zam alması mümkün olmayabilir.

Temmuz ayında asgari ücret de önemli bir konu. Hükümet, Merkez Bankası, Maliye ve Çalışma Bakanı neredeyse ağız birliği etmişcesine asgari ücretin arttırılmayacağını söylüyorlar. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nu toplatıya çağırma yetkisi hükümette olduğu için toplantıya çağırmadıkları sürece Asgari Ücret Tespit Komisyonu bir karar alamayacak. Siyaseten asgari ücretin artmayacağı konusunda karar vermiş durumdalar. Asgari ücret, mayıs ayı itibarıyla 19 bin lira civarında olan açlık sınırının altında. Açlık sınırı yıl sonuna doğru yükselecek. Açlık sınırının 25 bin lirayı bulması, bir işçinin yaşam maliyetinin 30 bin lirayı bulması son derece mümkün. Siz yıl boyunca asgari ücreti 17 bin lirada tutacaksınız. Bu, asgari ücretin alım gücünün erimesi anlamına gelecek.

Yılbaşında asgari ücrete, memur maaşlarına, emekli aylıklarına aynı oranda zam yapıldı. Yüzde 49,5. Temmuz ayında tartışmalı da olsa, miktarları değişse de enflasyon ya da enflasyonun biraz altında yüzde 20-25 civarında emekliler ve memurlar artış alacak. Ancak işçiler için asgari ücret artmadığından dolayı bu söz konusu olmayacak. Asgari ücret artmayınca diğer özel sektör çalışanlarının ücretleri de artmayacak. Çünkü asgari ücret, diğer ücretleri de yukarıya itiyor. Asgari ücretin artmaması özel sektördeki diğer ücretlerin de artmaması anlamına geliyor. Milyonlarca ücretli çalışan işçinin temmuz ayında gelirlerinde bir artış olmayacak. Ama enflasyon artmaya devam edecek. Bu çok ciddi bir yoksullaşmayı beraberinde getirir. Enflasyonun faturasının vatandaşlara çıkması anlamına gelecek. Gerek sendikaların gerekse siyasal muhalefetin bu meselenin üzerine gitmeli.

Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda işçi tarafını temsil eden TÜRK-İŞ, asgari ücretin artması konusunda sözlü olarak bile herhangi bir ısrarda bulunmuyor. Hükümet de kendi politikasının gereği ve bir yandan da güçlü bir baskı gelmediği için asgari ücreti artırmayı gündemine almıyor. Asgari ücret artışı emekli aylıkları kadar önemli bir konu. Çünkü bütün ücret seviyesini belirliyor. Asgari ücret, 17-18 milyon kişilik işçi kitlesinin ücret seviyesini belirleyecek bir şey. Asgari ücretle çalışanlar kadar diğerleri de bundan etkilenecek. Bu, daha fazla gündeme gelmeli. Temmuzda emekli ve memurlara ne olacak diye konuşuyoruz ama işçileri hiçbir şey olmayacak. İşçilerin ücretlerinde herhangi bir artış olmayacak. Bir tek sendikalı olanların TİS zammı varsa onlar olacak. Bu kadar yoğun, yıllık enflasyonun yüzde 75 olduğu bir dönemde asgari ücretin artmaması toplumsal bir faciadır.”

(EKONOMİ SERVİSİ)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu